Gözlerimden varlığın akıyor
Nereye gitsem
ne yapsam
kiminle, nerde olursam olayım
orda aslında sen varsın
ve hayır bu durumdan hiç de mutsuz değilim
sorun da bu zaten
bunun sorun olmaması.
Öyle bir zamandayım ki şimdi,
ağaçlar çiçek açmıyor henüz,
sessiz her şey,
evim, hayatım, kafamın içi, içim...
Sessizlik öyle büyük ki,
daha çok susuyorum,
bu böyle bir zaman diye
hızla akıyor saniyeler gözümün önünden
seninle bu kadar doluyken her şey
olmadığını düşünmek ne kadar saçmaysa
umutsuz olmak da öyle saçma geliyor
iki uç arasında yükselip alçalıyorum
bir an yükseklere çıkıyorum aniden,
nefesim kesiliyor,
tanıdık bu biliyorum
daha önce yaşadıklarıma çok benziyor,
sayende.
yine yaşıyorum
farkındayım.
Bazen de bir an geliyor, düşüyorum,
Hızla, dizlerimin üzerine.
Canım acıyor, yine
umutsuz bir dolu insandan daha umutsuz oluyorum
rüya gibi
rüya olduğunu bildiğim ama uyanamadığım
kötü rüyalarım gibi
elim kolum bağlanıyor umutsuzluktan
sabır diliyorum kendime
Tanrı'dan,
her şey için.
Tüm ümitsiz anlarım için,
sevdiğim tüm insanlar olmadan da yaşayabilmem için.
Dileklerimin gerçekleşmesini istediğime emin miyim?
Onu da bilmiyorum.
Ama bazen öyle cümleler kuruyorsun ki,
bunu dilemiş miydim diyorum,
istemiş miydim, kendiliğinden mi oldu?
Beni bu kadar yükseklere çıkartan ne?
Sen mi?
Hayat mı?
Zaten orda mıydım o günden beri?
Yok.
Yeryüzünün soğuk çamurlu sularının tadını hatırlıyorum,
bulutlardan sonra geldiğini de.
Peki şimdi,
olduğum yerde kalabilecek miyim?
Burası güzel zaten,
şikayetim de yok.
Kuyularım vardı eskiden hatırlar mısın?
Hani belki o derin, karanlıklarda bile olmaya razıydın ya
Şimdi bulutların üstündeyim,
bembeyaz.
Daha güzel değil mi?
Gel o zaman.
Şubat 10, 2012
Şubat 08, 2012
- Senin İçim -
"Gittikçe çoğalıyor mutlu olduğum günler.
Zaman zaman soğuktan veya başka şeylerden ufak mutsuzluklar yaratıyorum kendime, paranoyaklığıma ihanet etmeyeyim, yalnız bırakmayayım diye..
Yalnız kalıyorum bazen.
Şikayet ettiğimden değil.
Şaşırıyorum.
Mutsuzluk mutlulukla yer değiştirdi hayatımda,
büyük parçalar halinde mutlu olup,
küçük mutsuzluklar yaşıyorum.
Yaralarla doluydu tenim,
kalbim.
Her şeye,
en başta hayata.
Şarkılar mutsuzluk için vardı,
keman gözümde yaş demekti.
Yaslıydı kalbim, hiç bitmeyen kapkara boşluk icinde.
Şimdi hep aydınlık.
Ateş var saçlarımda.
Ama hasta değilim.
Küçücük
Ufacık halimle
Her yere sığıyorum."
demiştim,
sen gitmeden önce...
Şubat 05, 2012
- Laf -
İçimde hiç bilmediğim müzikler çalıyor geceleri.
Karanlıktan aydınlığa yürür gibi,
sana geliyorum, önümü arkamı sağımı solumu bilmeden.
El yordamıyla ve burnumdaki kokunla peşinden geliyorum.
Her seferinde seni buluyorum.
Bulutların üzerine çıkmam gerekse de,
başka başka sokaklara girmem gerekse de.
Şikayet etmiyorum hiç, hoşuma gidiyor.
Artık yalnız olmayı eskisi gibi istemiyorum.
Ruhum sıkışmıyor, dünyanın sonu gelmiyor düşündükçe.
Aksine her şey daha güzel şimdi.
Dünya daha güzel.
Bunun adı ne ki?
Geçecek mi sahiden bir gün?
Karanlıktan aydınlığa yürür gibi,
sana geliyorum, önümü arkamı sağımı solumu bilmeden.
El yordamıyla ve burnumdaki kokunla peşinden geliyorum.
Her seferinde seni buluyorum.
Bulutların üzerine çıkmam gerekse de,
başka başka sokaklara girmem gerekse de.
Şikayet etmiyorum hiç, hoşuma gidiyor.
Artık yalnız olmayı eskisi gibi istemiyorum.
Ruhum sıkışmıyor, dünyanın sonu gelmiyor düşündükçe.
Aksine her şey daha güzel şimdi.
Dünya daha güzel.
Bunun adı ne ki?
Geçecek mi sahiden bir gün?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)