Nisan 21, 2010

Kostümcü Kız

Sen gittiğinden beri hiçbir şey değişmedi. Biraz ara verdiler diziye, ama sonra tekrar devam etti. Bir şeyler değişecek sandı insanlar siz gittiniz diye, heyecanlandılar, haklarını savunmak için ayaklandılar kendi aralarında. Hatta İstiklal Caddesi'nde yürüyüş bile yaptılar, ellerinde sizin fotoğraflarınızla. Ben mi? Ben gelemedim, biz gelemedik, çünkü setteydik. Çünkü çalışmaya devam etmek zorundaydık, bölümü yetiştirmek zorundaydık.

Bir süre adınız her yerde geçti, Facebook'ta sizi unutmayacaklarına dair gruplar açıldı, bahaneyle "yollarda ölmek istemiyoruz" sloganları attılar.

Haberini facebook aracılığıyla öğrendim, hani kostüm kiraladığımız Mayıs Kostüm var ya, öylesine bir haber diye okurken adını gördüm. Soyadına baktım, nasılsa sen değilsindir diye, ama bir şey var ki, senin soyadına çok benziyordu, meğer zaten senin soyadınmış. Yanlış yazmışlar bir harfini...

Haber sayfalarına baktım sonra, dizi, set, kamyon kelimeleri uçup gitti gözlerimin önünde, şimşekler çaktı. Annemi aradım.

"Anne Tülay ölmüş."

İnsanlar aradı beni ve Efsun'u. Biz senin ailenmişiz gibi, biz ailemizden birini kaybetmişiz gibi, bize başsağlığı dilediler. Telefonum en çok o gün çaldı. Herkesin ilk cümlesini hatırlıyorum, sonra ne konuştuk hatırlamıyorum. İlk cümle "Doğru mu?" oluyordu hep, sonrası yok. Böyle aniden olunca, inanmak çok daha zor oluyor sanırım.

İnsanlar adınızı duydular. Çok şeyi değiştirmiş olmanızı dilerdim, ama sanırım bunu beklemek de yanlış.

Bir gün adada final bölümünü çekerken, sete bir sanat asistanı geldi. Son iki üç günde yardım etmek için... Sonradan öğrendim kim olduğunu, sonra birlikte ağladık. Ben zaten hemen ağlıyorum ya, bildiğin şeyler hiç değişmedi ki... Bana hep anlattığın, bir gün tanıştırılmayı beklediğim arkadaşınla tanıştım en sonunda, Aslı'yla, sen yoktun.

Sizin projeniz bitti sonunda. Başka şeyler başladı, onlar da bitti. Kısaca, hayat devam etti, yaklaşık bir ay sonra da hiçbir şey olmamış gibi gülümsemeye, birbirimize kızmaya, birbirimize haksızlık yapmaya falan.. Devam ettik.

Şimdilik çalışmıyorum, işin doğrusu artık kostümle falan da uğraşmak istemiyorum. Bekliyorum...
Sana anlatabileceğim bir sürü dedikodu varken burda olmaman ve bu yazdıklarımı okumayacak olman da çok kötü. Bazen ne yapacağımı bilemiyorum seninle ilgili. Çok mu büyütüyorum bu olayı, aslında bu kadar düşünmemek mi lazım, aslında biz o kadar da yakın değil miydik diyorum sonra aklıma o kadar fazla şey geliyor ki seninle ilgili.

Ayın 24. gününü beklemiyorum seni düşünmek için. Her gün nefes alıyorum ve bunun farkındayım. Mutlu olduğun şeyleri yaparken, senin için bir daha mutlu oluyorum. Sevdiğin şarkıları dinliyorum, duyabildiğini düşünmek güzel oluyor.

Bunları sana yazdım.

Huzurlu uyu.

2 yorum:

  1. Kostüm işi ararken gördüm google da bu yazınızı ve çok üzüldüm. Şuan bakmak içimden gelmiyor iş falan. Başınız sağolsun

    YanıtlaSil
  2. Ben de şimdi gördüm yorumunuzu, teşekkür ederim. Kolay gelsin.

    YanıtlaSil