Aralık 16, 2011

- Nefes -


Karanlıktı.
Anahtarım yoktu.
Kapının önündeki merdivenlere oturup bu şehirde ne işim olduğunu sordum kendime.
Hayatımın en hüzünlü şarkısı çalıyordu kulaklarımda zaten adı da Gece Ve Hüzün'dü.
Hayat zordu,
kimsem yoktu,
çok uzak yollardan hiç tanımadığım yollarda yürümeye gelmiştim.
İnsanlar garipti, ben de gariptim onların gözünden bakınca.
Sırf saçlarım kırmızı diye değil.
Denizi olmayan şehirde sudan çıkmış balık gibiydim.
Dünyanın en özgür insanıydım üstelik, hiç olmadığım kadar.
Tek başımaydım hep olmak istediğim gibi o zamanlar.
Hayat yine de hüzünlüydü.
Şimdi karşımda masmavi bir deniz var.
Gri olmayan bir şehrin kıyısında durmuş hayatıma bakıyorum.
Uzak yollardan tanıdığım yollarda yürümeye geldim.
Tanıdığım bildiğim insanların içine,
bildiğim tarifelerde yolculuk yapmaya.
Kulaklarımda yine aynı şarkı var.
Hayat hüznünü hiç kaybetmiyormuş.
Yalnız değilim artık,
belki de hiç olmadığım kadar yalnızım aslında.
Daha renkliyim, daha canlı.
Üzerimde bulutlar ve kocaman bir dağın gölgesi yok.
Bazen yine üşüyorum.
Uzaklara bakıyorum hala,
içinde bulunduğum şehri çok severek.
Bir kalbim var artık.
Kırmadığım,
kırılan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder