Ocak 01, 2012

- Nergis -

Upuzun yürüdüm yollarda.
Kalabalık ve aydınlık caddelerden, karanlık ve terk edilmiş sokaklara,
çiçekçi kızdan çiçeklerimi alırken "üşüyor musun?" diye sordum,
"üşüyorum valla" dedi.
İyi seneler diledi.
Kucağımda çiçeklerim, burnumda muhteşem nergis kokularıyla yürümeye devam ettim.
Kendi kendime konuştum, itiraf ediyorum.
Başka bir şehirde tek başımayım sanki,
bilmediğim yollar değil ama,
sanki ilk kez yürüyorum.
Bu kokuyu içime ilk kez çekiyorum.
Derin nefes almak için bahane ettim belki de çiçekleri,
rahatlamış gibi hissetmek istedim belki.
Rahatlamadım ama.
Konuştum,
hep konuştum,
daha doğrusu konuştuk.
Ben ve diğer ben...
Uzun zaman sonra yeni yeni çatışmaya başladı içimdeki sesler,
anlaşmışlardı sen gelince,
seni çok sevmişlerdi,
hiç huzursuzluk yaratmadılar içimde,
ilk defa.
Ben belki o yüzden böyle çok mutlu oldum,
içimde kavga edenleri barıştırdın diye.
Şimdi yine didişiyorlar.

- Nedir ki yani, bunu mu dert ediyorsun, hayat böyle bir şey işte,
hayal kırıklarının toplamı hayat, birkaç zaman önce bu cümleyi yine tam burda
sen kurdun, şimdi neden aksi olsun ki?
Hem hak etmeyen insanlara bu kadar değer verme,
bak yine üzdüler seni,
sözlerini tutmadılar.
Üstelik sen söz ver bile dememişken kimseye,
kendi kendilerine, tutamayacakları sözleri verdiler.
Hani sen de tam bu yüzden kimseye söz vermiyordun ya,
hani bunu da değiştirmeyi başarmıştı ya,
al işte,
sonuç:
hayal kırıklığı.

- İnsan nerden bilsin ki verdiği sözü tutamayacak kadar kötü şeyler olacağını?

- Benim suçum ne peki?

- Elinde değildir, yapacak bir şey yok.

- Umrunda değildir, yapacak çok şey var.

- Anlıyorum ben üstelik, sus sen,
karışma, karıştırma kafamı.

Geçecek bu da. Bak ne derdi var o insanların,
Kafana taktığın şeye bak.
Yolda yalnız yürüyorsun diye..
Olacak iş mi bu şimdi?

Konuşa konuşa yürüdüm sokaklarda,
upuzundu, yağmur yağıyordu, bitmek bilmedi,
bitsin istemedim.
Islandım.
Çiçeklerimin kokusu yüzüme yüzüme vurdu ağlarken.
Salak gibi seviyorum ben sevdiğim insanları,
çok seviyorum, çok mutlu olsunlar istiyorum.
Olmuyor ki ben isteyince.

Uzun,upuzun yollarda yürüdük,
kahkahalar attık,
ben sana baktım, sarhoş oldum. Aşık oldum.
Ne gereksiz şey aşk.
Böyle kırıyor insanın kalbini,
kendi kendimi ordan oraya sürüklemek istiyorum,
nasıl inandım bu kadar güzel olabildiğine hayatın ve her şeyin?
Gözlerim nasıl kapandı, o kadar mı huzurluydum?
Yüzümdeki yaraları gizlemek için makyaj yaptım,
yüzüm yandı.
Hep güldüm, gözlerim doldu.
Yanımda ne işi var bu insanların?
Senin yüzünden değil,
benim yüzümden.
Bitti işte,
İçim nefret dolu,
ama ne yazık ki sana değil.
Hiç değil.

O kadar çok gülüyorum ki sonunda ağlamaya başlıyorum.
Makyaj yapıp güzel oluyorum,
görmüyorsun.
Makyaj yapıyorum ki daha az ağlayayım,
akmasın boyalarım,
kararmasın gözlerim daha fazla.
Hep yukarı bakıyorum,
içime akıyor bu sefer.
İçimden ağlıyorum,
gülüyorum sanıyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder