Uyuyamıyorum.
Gözlerim kapanıyor ama yorgunluktan mı, mutluluktan mı bilmediğim bir zaman içi bu. Geçmiş zaman gibi, hiç gelmemiş gibi, yaşanmamış, olmamış, aynı zamanda her şey olmuş bitmiş, gitmiş gibi.
Rüya içinde rüya görüyorum,
nerdeyim ben?
kimim aslında?
En yükseklere çıkıyorum, denizler, bulutlar üstünde, havalardayım. Gözlerimi kapatınca düşüyorum, sarsılıyorum, kendime geliyorum, upuzun bir kuyunun dibindeyim, hep olduğum yerde. Hiç çıkmadım sanıyorum, boynum ağrıyor yukarıya bakmaktan.
Gözlerim kamaşıyor.
Uyuyorum.
Rüyamda seni görüyorum, kanatlarım varmış meğer, o filmdeki kız gibi kocaman olmasam da, hem her şey siyah - beyaz, hem inanılmaz, hem de gerçek. Aşağıya bakıyorum hep, midemde kelebekler... Başımı döndürüyor rüzgar. Kafamı karıştırıyor.
İç içe geçmiş, karışmış hayat!
Bazen tıkanıyorum, nefesim kesiliyor,
duruyorum.
.
.
.
Bazen deli gibi koşmak geliyor içimden, en uzağa.
Beni bekleyen senmişsin gibi.
Yalan oysaki.
Hep ben bekledim.
Şimdi neden duruyorum?
"Hava kurşun gibi ağır..."
Yarına bırakıyorum.
Erteliyorum.
Kanatlarımı mı sakladım?
Uyandım mı?
Sorularıma cevap veremiyorum.
Omuzlarım ağrıyor.
Ellerinin arasındaydı oysa.
Şimdi nerdeyim ki?
Ağustos 08, 2011
- Bulut -
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder