Ağustos 09, 2011

- Tur -




Geçmiş ne garip.
Geçmişte yaşamak, geçmişi hatırlamak, an'da takılıp kalmak.
En büyük becerim ya da yeteneksizliğim bu sanırım. Dönüp dolaşıyorum, aynı yerlere gidip geri geliyorum. Ne değişiyor? Hiç.
Zaman, insanı değiştirip eski hallerine döndürmeye bayılıyor, oyun oynuyor resmen. Dalga geçiyor.
Ben de her seferinde kandırılıyorum.
Hep ikna oluyorum gitmeye, bazen pişman olarak, bazen mutlu olarak geri dönüyorum, bugünüme.

Her şey değişiyor, değişmediğimizi inatla, ısrarla tekrarlıyoruz.
Değişiyoruz, başka şeylere dönüşüyor içimizdeki her şey. Elimizde olmayan şekillerde ve oldukça hızlı biçimde.
Şaşırıyoruz sonra, böyle bir şeyin gerçekleşmesi imkansızmış gibi.

Öyle değişik şeyler oluyor ki gözlerimi açıyorum kocaman kocaman. Hep o değişik şeylere bakıp inanmak istiyorum, gerçek olabildiklerine...
Ödüm kopuyor bir yandan, içim içimi kemiriyor, ya gerçek değilse diye. Dualar ediyorum gerçek olması için, o kadar inanılmaz, öyle hayali geliyor ki!
Nefes nefese kalıyorum, dilim tutuluyor şaşkınlıktan, ağzımı açamıyorum. Tek kelimem kalmıyor söyleyecek. Bakıyorum.

Sadece bakıyorum.
Gerçek misin diye soramıyorum bile.
Korkuyorum belki de gerçek olmasından? Bu kadar güzel şeyler varsa gerçekte, ya bir gün hayal olursa? Geldiği yere geri dönerse?
Bile bile düşünüyorum bunları.
Sonucunu bile bile yaşıyorum her şeyi, iyi dileklerle, yine de iyi niyetle.

Hayat!
Bana ne güzel şeyler verdin.
Beni nasıl mutlu ettin, kalbimi nasıl ağrıttın, nasıl uçurdun öyle yükseklere! -ki inemedim daha sarsılsam da-

Yaşayamadığımı düşünürken, yaşadığımı hissettirdin sen.
Kocaman gözlerim var benim,
seni hep görecekler,
hep bakacaklar sana.
Uzak kalacağım belki, belki çok yakınında olacağım elimi uzatamayıp, yine.
Ama zaman.
Beni sana getirecek her istediğimde, yolculuk hiç bitmeyecek geçmişe.
Zaman...
Şu an geçmiş olurken,
ben bir adım daha büyürken,
mevsimler değişirken,
içinde bulunduğum her şey bir gün değişecek olsa bile.

Aynı kalıyor geçmişteki kokular...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder