Eylül 21, 2011

- Düğüm -




Başka başka evlere giriyorum. Ama hep aynı odalar. Silüetler dolanıyor ortalıkta.
Rüya görüyorum sanıyorum.
Kulağıma sesler geliyor, kahkahalar, neşeli sesler.
Suratım asık zaman zaman, ama biri var, ona hep gülüyorum.
Hangisi gerçek hangisi sahte bilemiyorum. Belki ikisi de gerçek. Belki ikisi de yalan.
Ama ona hep gülüyorum.
Belli belirsiz.

Kapıyı çalıyorum, açılmıyor.
Aç kapıyı, beni içeri al.
Ben sadece sana güldüm bu kadar güzel,
o kadar güzel oldum ki senin yanında,
güzelleştim,
kendimi sevdim ilk defa.
sen sevdin diye.

İçimde upuzun, kapkaranlık kuyular var,
kopuk kopuk merdivenler,
ucu hiçbir yere bağlı olmayan,
asılı kalıyorum.
Uzağa bakıyorum, sen.
Koşuyorum koşuyorum, hava kararıyor.
Fırtına başlıyor.
Ama ben gülümsüyorum, sana doğru yürüyorum.
Yaklaştıkça uzaklaşıyorum,
koşuyorum,
koşuyorum,
yaklaşıyorum sanıyorum,
yerimde sayıyorum.
Uzakta sen,
Bakıyorum, yürüyorum, koşuyorum,
etrafımda eşyalar uçuşuyor, arkamda rüzgar, saçlarımı önüme düşürüyor.
Görebildiğim tek renk onların rengi,
kırmızı.
Ama sen,
koşuyorum,
yerimde duruyorum.
Yol hiç bitmiyor,
İçim kararıyor.
Gözlerim kapanıyor.
Gözlerimi açıyorum.
Boşluk...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder