Ekim 07, 2011

Re...

Durdum.
Durup etrafıma baktım.
Hayata, dünyaya, rüzgar ve bulutlara.
Hayatıma baktım, ne zamandır yüzümü çevirmişim, göz göze gelmemişiz.
Yeni fark ettim.

Ne güzelmiş hayat, renklerim, gözlerim, sana bakarken ne güzelmiş.
Şimdi bakmayı mı unuttum?
Havalar mı soğudu?

Yıllar önce bugün sahip olduklarımı düşünecek olsam, bu kadarına cesaret edemezdim.
Yine rengarenk oldu dünyam, hatırlayınca.
Rüzgar tenime soğuk vurmamaya, gözlerim ısınmaya başladı.
Ben yine yükseklerden kendime bakmaya başladım, derin nefeslerle.
Sana bakmaya devam ediyorum.
Her gün bir an da olsa bunun farkına varıp unutmamayı diliyorum hayattan, ama küçük pis şeyler geçiyor önüme bazen.
Göremiyorum.

Güneş batıyor uzakta, hava sapsarı.
Renklerle nasıl mutlu oluyorum bilsen.
Işık lazım renkleri görebilmek için.
E ama ışığım var zaten?
Ellerimde.

Ekim 05, 2011

- Flu -




Bir kara bulut gelmiş durmuş üstümde,
yağmurlar yağdırıyor, sırtıma sırtıma.
Sırtım üşüyor, huzursuzluktan.
Derdim, dert değil aslında,
havaların soğumasından daha önemli değil belki,
ama hava soğuk, dünyam soğuk olunca, ısınmıyor sırtım.
Hep ıslak saçlarım...

Sen ne güzel şairsin, ne güzel yazdın o satırları,
ne güzel anladım ben de, kendime yollar yaptım senin satırlarınla.
Sana ne mektuplar, ne harfler dizdim sıra sıra, gördün mü?
Sadece sana değil aslında,
sevdiğim her insana böyle yaptım ben.
Şimdi farkındayım artık.

Çok yorgunum ben. Çok mu büyüdüm sanki?
Yorulacak kadar?
Yorulacak ne yaptım, ne gereksiz şeylerle uğraştım, nerelere gitti aklım, kimleri üzdüm, nelere üzüldüm de yoruldum?
Hep sakin olmaya çalışmaktan yoruldum, herkesi anlamaya çalışmaktan ve anlamaktan.
Anlamıyorum artık,
ne kendimi ne başkalarını, ne seni.
Senin bir suçun yok ki, ne diye öyle dedim?
İşte bak, insanlar da böyle yapıyor, suçu olmayan insanların canını yakıyorlar.
Benim canım çok yanıyor, neden?

Benim yüzümden.
Sevmediğim insanları görmeyince mutlu oluyordum ya,
aynaya da bakmayacağım artık...