Nisan 20, 2014

Ring

Yalnızlık. Bu dünyada yaşamayı en sevdiğim şeylerden biri. Kendi kendime kalmak, kendimi dinlemek, bazen eskiden mutlu olduğum anları düşünüp gülümsemek ve kaçınılmaz olarak yaşadığım hiçbir kötü anıyı da atlamamak.Ne garip ki hayatta kim olduğumu bilemiyorum bazen.Bu hayattan ne istiyorum ne yaparsam çok mutlu olacağım ve dönüp arkama bakmayacağım, ne yaparsam işte bu diyeceğim, işin kötüsü bilmiyorum.Ben sanıyorum ki aklıma ne geldiyse yaptım sonuçlarından pişman olmamaya çalıştım çoğunlukla da olmadım.Işin ucunda kalp kırmak göründüğünde işler biraz değişiyor. Bu zamanlar ve olaylar için kendimi hiçbir zaman ve hiçbir şekilde affedemiyorum. Aynısını bana yapanları da affedemediğim aşikar.Kendimi duygusal bir döngünün içine soktum, çıkaramıyorum.Bu hayatta ne aradığımı bilmiyorum. Ama insanların kalbini kırmaya gelmediğimi biliyorum.Her fırsatta hüzünlendiğimi her fırsatta mutsuz olunacak bir sebep bulabildiğimin farkındayım. Belki doğuştan böyleyimdir, içimde mutlu olmama yetecek olan ne kadar çok şey varsa belki onun tam tersinden de o kadar barındırıyorumdur.
Mutluluk da mutsuzluk da etrafındakilere yayılan şeyler. Bu sebepten öyle büyük planlar yapmamalıyım hayatta. Öyle planların içine dahil olmamalıyım.
Her şey değişiyor çünkü içimde ve buna dur diyemiyorum. Aklım almıyor. Dizginlenemeyen bir değişim içinde dönüp duruyorum.
Bunu sadece ben yaşıyor olamam. 
Nasıl başa çıkılıyor peki? 
Insanlar hayatlarındaki bu köklü duyguyu nasıl yola getirebiliyorlar? 
Neden değişiyor her şey bu kadar ve buna rağmen bazı şeyler nasıl bu kadar aynı kalabiliyor?


1 yorum: